Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde topuk ağrıları, genellikle büyüme süreçleriyle ilişkilendirilen ve sıkça karşılaşılan şikayetler arasında yer almaktadır. Bu dönemde ortaya çıkan ağrılar, genellikle bacaklardaki kasların kemiklere bağlandığı noktalarda görülmekte ve kısa süreli olmaktadır. Bu tür ağrılar, genellikle hareketli geçirilen bir günün sonunda veya geceleri ortaya çıkmaktadır. Ancak, bazı durumlarda gözlemlenen belirtiler dikkate alınmalıdır. Çünkü her ağrı gelişme dönemi ağrısı olmayabilir. Özellikle sabah uyandığında ayaklarda (topuklarda) şiddetli ağrılar varsa ve bu durum sürekli devam ediyorsa, topuk dikeni hastalığından şüphelenilmeli ve bir uzmana başvurulmalıdır. Topuk dikeni, topuğun alt kısmında yer alan ve topuk kemiğine uzanan adale bantlarının iltihaplanmasının sonucunda meydana gelen bir hastalıktır. Duruş bozuklukları erken dönemde dikkate alınıp, gerekli tedavi uygulanırsa topuk dikeni oluşma riski ortadan kaldırılabilmektedir. Topuk dikeni oluşumunda, yanlış ayakkabı seçimi, hızlı kilo artışı, sürekli ayakta ve hareketsiz durma gibi nedenler en büyük etkenlerdir. Ayrıca yürüme anormallikleri, aşırı egzersiz, ayaklara yük bindiren işler veya spor dalları, düz taban olmak ve şeker hastalığı da topuk dikeni nedenlerindendir.

Topuk dikeni, genelde belirti vermeyen hastalıklar arasında yer almaktadır. Ancak topuk dikeninin oluştuğu bölgede iltihaplanma da olmuş ise yürüyüş, koşu ya da yapılan çeşitli egzersizler sırasında ya da sabahları uyandığında ayaklarda ağrılar oluşması muhtemeldir. Topuk dikeni ağrısı, diğer ağrılardan farklı olarak özellikle sabah ilk uyandığında ortaya çıkması, ayaklarınızı dinlendirmiş olsanız da ağrının geçmemesi, ayaklar dinlendikten sonra dahi yere ilk basıldığında ağrının daha da şiddetlenmesi gibi durumlar topuk dikeninin belirtileridir ve bu durumdayken uzun süre yürümek, ayakta durmak ve sürekli hareket halinde olmak ağrının şiddetini arttıracaktır. Dokularda meydana gelen bu iltihap iyileştirilmeden ağrılar geçmez. Bu nedenle mutlak tedavi şarttır.

Topuk dikeni hastası olan kişiler zamanında tedavi edilmelidir. Aksi takdirde yürüme aktiviteleri kısıtlandığından bacak kasları zayıflayacak ve olması gereken gücünü kaybedecektir. Hastanın zamanla yürüyüşü kısıtlanacak ve bozulacaktır, zaman ilerledikçe diz ve kalça eklemlerinde, belde erken aşınmalar ve ağrılar meydana gelecektir.

Topuk dikeni tedavisinde kullanılan ilaçlar, ortopedik tabanlık, uygulanan fizik tedavi ve egzersizler sayesinde hastada %90 gibi bir oranda iyileşme sağlanabilmektedir. Bunların dışında hastanın durumuna göre iltihaplı bölge ya da topuk dikeni ameliyat ile alınabilmektedir. Ameliyat, topuğun alt kısmına ya da yan tarafına açılan küçük bir delikten girilip endoskopi yöntemleri ile yapılmaktadır. Ameliyat sonrası hasta taburcu edilir fakat normal ve ağrısız yürümesi 3 hafta kadar bir süre geçtikten sonra mümkün olmaktadır.

Topuk dikeni oluşumunu önlemek için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır:

Çocuklarda topuk dikeni belirtileri fark edildiğinde, hızlı bir şekilde uzman bir doktora başvurulması önemlidir. Erken teşhis ve tedavi, çocuğun yaşam kalitesini artıracak ve ileride oluşabilecek ciddi problemleri önleyecektir.